logo

Menu

  • Araştırmalar
        • Kur’an Araştırmaları
        • Fıkıh Araştırmaları
        • Hadis Araştırmaları
        • Akaid Araştırmaları
        • Helal Gıda Araştırmaları
        • Tarih Araştırmaları
        • Fıtrat ve Tıp Araştırmaları
        • Diğer Araştırmalar
  • Bülten
    • Basın Bülteni
    • Hocalara Sorun
    • Köşe Yazıları
    • Yazılar
  • Çalışmalarımız
        • Allah’ın Bilgisi ve Kader
        • Tefsir Çalışmaları
        • Meal Çalışmaları
  • Başörtüsü
  • Diyanet
  • Kuran Dersleri
  • İslam İktisadı
  • Sizden Gelen İmsak ve Vakit Gözlemleri
  • Süleymaniye Vakfı Takvim
  • Sizden Gelenler
  • Eleştiriler
  • Fetva
  • Hac
  • Kadın
  • Kandil Geceleri
  • Kuran’da Peygamberler
  • Kurban
  • Ramazan ve Oruç
  • Kutsanan Gelenek ve Kur’an
  • Miras
  • Namaz
  • Nikah/Evlilik
  • Risale-i Nur ve Said Nursi
  • Röportajlar
  • Yorumlu Haber
archive-title Erkek

Erkek

Paylaş
12
Şubat

Haydi Hep Birlikte Namaza!

Kur’an-ı Kerim’de cemaatle namazın önemine işa­ret eden bazı ayetler bulunmaktadır. Bunun yanı sıra hadis kitaplarında yer alan sahih rivayetlerden anlaşıldığına göre Resûlullâh sallallâhu aleyhi ve sellem de cemaatle namaz kılmaya büyük önem vermiştir. İlgili ayetler ve Resûlullâh’ın uygulamaları sebebiyle sa­habe döneminde özürsüz yere cemaate katılmayanlara neredeyse münafık gözü ile bakıldığı rivayetlere yansımıştır. Mesela ashâb-ı kirâm’ın önde gelenlerinden Abdulah İbn Mes’ud’un bu konuda şöyle söylediği rivayet edilmiştir: “Allah’a yemin ederim ki ben, münafık olduğu (ayan beyan ortada olduğu için) bilinenler veya hastalardan başka hiçbirimizin cemaatle namaza katılmaktan geri kaldığını görmedim! Hatta hastalar bile iki adamın arasına girerek/onların omuzlarına tutunarak da olsa mutlaka namaza gelirlerdi…”[1] Ashab-ı kirâm’ın namazlarını cemaatle birlikte kılmaya olan bu düşkünlükleri hiç şüphesiz ki Nebîmizi örnek almalarından kaynaklanıyordu. Zira O, farz namazlarda cemaatten hiç geri kalmadığı gibi vefatına sebep olan hastalığa yakalandığında bile Ali b. Ebî Tâlib ve Abdullah İbn Abbas’ın kolları arasında ayakları yerlere sürünür bir vaziyette dahi cemaate iştirak etmiştir.[2] Onun beş vakit namazın farzlarını cemaatle kılmasına ve kıldırmasına sıcak, soğuk, yağmur, fırtına gibi tabiat olayları ile yolculuk veya savaş durumları gibi hiçbir zorluk ve sıkıntılı durum engel olamamıştır.[3] Aşağıda görüleceği gibi Nebîmizin cemaatle birlikte namaz kılmaya bu denli önem göstermesi konuyla ilgili ayetler sebebiyle olmalıdır. Asr-ı […]

08
Şubat

TIBBÎ, ETİK VE DİNÎ AÇIDAN CERRAHÎ SÜNNET/HİTAN

Erkek çocukların sünnet edilmesi dünyada en çok yapılan cerrahi operasyondur. Son yıllarda bu konu tıbbî, etik ve dinî açıdan tartışılmaktadır. Bu yazı ile bu tartışmalar özetlenecek ve sonuç itibari ile bir kanaat serdedilecektir. 1. Tıbbî Boyut Cerrahi sünnetin tıbbî boyutunu bu konuda yayınladığım tıbbî makalenin özetini naklederek özetlemiş olalım: “Elektif erkek sünneti (EES) hakkında bazı medikolegal tartışmalar vardır. Amerikan Pediatri Akademisi’nin (AAP) 2012 yılındaki raporuna göre, yeni doğan erkek sünnetinin tıbbî faydaları risklerinden fazladır. AAP’nin bu raporu, EES hakkındaki tartışmalara yeni bir boyut kazandırmıştır. Bu rapor, sünnetin etik ve yasal bir müdahale olmadığını söyleyen çevreler tarafından eleştirilmiştir. Ancak, mevcut literatür AAP’nin bu raporunu doğrulamaktadır. EES, üriner enfeksiyonlar, fimozis, balanit, kandidiyaz, yüksek riskli HPV enfeksiyonu, HIV, genital ülser, sifiliz, trikomonas vaginalis, mikoplazma genitalium, herpes simpleks virüs tip 2, şankroid, penil kanser, prostat kanseri ve serviks kanseri riskini anlamlı derecede azaltıyor iken, seksüel fonksiyonlar üzerinde de olumsuz bir etki yapmamaktadır. EES için önerilen yaş 0-1 yıldır. Çünkü infantil ES’de komplikasyonlar daha az, iyileşme daha hızlı ve maliyet daha avantajlıdır. Bu dönemdeki sünnetin ruh sağlığı açısından da bir riski bulunmamaktadır. İnfantil ES’nin komplikasyonları % 0,2-0,3 civarındadır ve bunların çoğu da genellikle minimal müdahalelerle önlenebilmektedir. Eğer 0-1 yaş arasında sünnet yapılmamış ise kastrasyon fobisi […]

02
Kasım

Nikâhın Doğal Bir Sonucu: Mehir

İslam hukukunda şartları ve rükünleri tam olarak yerine getirilerek icra edilen nikâh akdine sahih nikâh denir. Evlenme ehliyetine sahip olan ve aralarında dinen evlenme engeli bulunmayan bir kadınla bir erkeğin şahitler huzurunda yaptıkları nikâh sahih yani dinen ve hukuken geçerli bir nikâhtır. Böyle bir nikâh karı kocaya birtakım haklar ve sorumluluklar yükler. Bunlardan bir tanesi, erkeğin, hanımına mehir vermesidir.  Nikâh akdinin bir sonucu olarak kocanın karısına vermek zorunda olduğu para veya mala mehir/mehr (المهر) adı verilir. Kur’an-ı Kerim’de mehir anlamında “ecr”in çoğulu olarak ücûr, farîza ve sadukât kelimeleri geçmektedir. Hadislerde daha çok mehir ve sadâk kelimeleri yer alırken bu, Türkçede genelde mihr şeklinde kullanılır.[1] Müslüman bir erkek, eşine mehir vermekle yükümlüdür. Bu, Allah tarafından erkeğe yüklenmiş bir borç/sorumluluk, kadına tanınmış bir haktır. Fakat mehir nikâhın şartı değil; doğal ve hukuki bir sonucudur. Bu yüzden mehir belirlenmeden kıyılan nikâhlar da geçerlidir.[2] Böyle bir evlilikle birlikte kadın otomatikman mehir (mehr-i misil) almaya hak kazanır. Mehir, kadının öz malıdır; onu istediği gibi harcayabilir. Onda kendi annesinin, babasının, kocasının, kayınpeder veya kayınvalidesinin hakkı yoktur. Erkek çeyiz hazırlaması için kadına ayrıca bir ödeme yapmamışsa kadın mehir olarak teslim aldığı para veya mal ile çeyiz hazırlamak zorunda değildir.[3] Allah Teâlâ erkeklere yönelik olarak şöyle buyurmuştur: “Kadınlara […]

31
Ağustos

BEDİR SAVAŞI VE KADER

Kader, bir şeyin değerini, özelliklerini ve sınırlarını gösteren ölçüdür[1]. Allah Teâlâ şöyle buyurur: إِنَّا كُلَّ شَيْءٍ خَلَقْنَاهُ بِقَدَرٍ. “Biz, yarattığımız her şeyi bir kadere /ölçüye göre yaratırız.” (Kamer 54/49) تَبَارَكَ الَّذِي بِيَدِهِ الْمُلْكُ وَهُوَ عَلَى كُلِّ شَيْءٍ قَدِيرٌ . الَّذِي خَلَقَ الْمَوْتَ وَالْحَيَاةَ لِيَبْلُوَكُمْ أَيُّكُمْ أَحْسَنُ عَمَلًا وَهُوَ الْعَزِيزُ الْغَفُورُ. “Bütün yetkileri elinde tutan Allah, her türlü iyiliğin kaynağıdır. Her şeye bir kader /ölçü koyan,  ölümü ve hayatı yaratan O’dur. Bunlar, hanginiz daha güzel iş yapacak diye sizi yıpratıcı bir imtihandan geçirmesi içindir. Daima üstün olan ve kusurları örten O’dur.” (Mülk 67/1-2) Allah, sistemini imtihan için kurmuş, bunun bir bilgi imtihanı değil, cihad ve sabır imtihanı olduğunu bildirmiş, bu sebeple kimin başarılı olacağını önceden bilmediğini şöyle açıklamıştır:   وَلَنَبْلُوَنَّكُمْ حَتَّى نَعْلَمَ الْمُجَاهِدِينَ مِنكُمْ وَالصَّابِرِينَ وَنَبْلُوَ أَخْبَارَكُمْ “Şurası kesin ki içinizden cihad edenleri ve sabırlı /kararlı davrananları bilinceye ve gerçek yüzünüzü ortaya çıkarıncaya kadar sizi zorlu bir imtihandan geçireceğiz.” (Muhammed 47/31) أَمْ حَسِبْتُمْ أَن تَدْخُلُواْ الْجَنَّةَ وَلَمَّا يَعْلَمِ اللّهُ الَّذِينَ جَاهَدُواْ مِنكُمْ وَيَعْلَمَ الصَّابِرِينَ . “Yoksa Allah içinizden cihad edenleri bilmeden, sabredenleri de bilmeden Cennet’e gireceğinizi mi hesap etmiştiniz!” (Âl-i İmrân 3/142) Cihad, düşmanın, şeytanın ve arzuların baskısına var gücüyle direnmektir[2].  Sabır ise şartlar ne olursa olsun kararlı davranıp duruşunu bozmamaktır[3]. […]

Hermafrodizm ve Hermafrodit Gebelikler

Hermafrodizm ve Hermafrodit Gebelikler

Fıtrat ve Tıp Araştırmaları
Normal olarak insanlarda biri sağda biri solda olmak üzere iki adet yumurtalık bulunur (erkeklerde iki testis, kadınlarda iki over). Bazı…
Zeki Bayraktar 6. Kasım 2017
Oku
Toplumsal Cinsiyet

Toplumsal Cinsiyet

Bülten
Toplumsal cinsiyet  terimi, toplumun kadın ve erkekten beklentilerini ifade için icat edilmiştir. Geleneksel olarak kadınlar, daha çok annelik görevi ve…
Abdulaziz Bayındır 22. Kasım 2013
Oku
Din Farkının Evliliğe Etkisi

Din Farkının Evliliğe Etkisi

Bülten
Evlenilmesi haram olan kadınların sayıldığı Nisa 23 ve 24’de din şartı yoktur. Kur’ân’ın müşrik saydığı (Tevbe 9/31) ehl-i kitapla evlenmenin…
Abdulaziz Bayındır 18. Aralık 2012
Oku
Mut’â Nikâhı

Mut’â Nikâhı

Nikah/Evlilik
Mut’a, erkeğin kadına vereceği bir mala karşılık, sadece onun cinselliğinden yararlanmasına imkân veren sözleşmedir. Bununla taraflar karı koca sayılmaz, aralarında…
Abdulaziz Bayındır 29. Mart 2012
Oku
Kadını Erkekten Aşağı Gören Anlayış ve Kur’ân

Kadını Erkekten Aşağı Gören Anlayış ve Kur’ân

Fıtrat ve Tıp Araştırmaları Kadın
Kadın, tam bir ilgi odağıdır. Şu ayete göre o, insanı etkileyen varlıkların başında gelir: “Kadınlar, çocuklar, yığınla altın ve gümüş,…
Abdulaziz Bayındır 10. Mart 2012
Oku
Kadınların Erkeklerle Birlikte Yan Yana Namaz Kılmaları

Kadınların Erkeklerle Birlikte Yan Yana Namaz Kılmaları

Fıkıh Araştırmaları Yazılar
Nebi aleyhisselam döneminde kadınların erkeklerin arkasında saf yaptıkları Buhari ve Müslim gibi sahih hadis kitaplarında geçmektedir.[1] Bu, namazın huşu içinde…
Abdulaziz Bayındır 4. Kasım 2010
Oku
Bir Kadın Erkeklere İmamlık Yapabilir mi?

Bir Kadın Erkeklere İmamlık Yapabilir mi?

Bülten Kadın
Soru: Bir kadın erkeklere imamlık yapabilir mi?   Cevap:  Na­mazda huşû çok önemlidir. Allah Teâlâ şöyle buyurmuştur: “Namazlarında…
Suleymaniye Vakfi 13. Haziran 2010
Oku
Kadın Erkek Tokalaşması

Kadın Erkek Tokalaşması

Fıkıh Araştırmaları
Kadın Erkek Tokalaşması Haram mıdır? İslâm Dini’nin ana kaynakları Kur’ân-ı Kerim’dir ve de O’nun açıklaması ve uygulaması niteliğindeki Muhammedî Sünnet’tir.…
Ali Rıza Demircan 30. Eylül 2009
Oku
Kur’ân Fıtrat İlişkisi

Kur’ân Fıtrat İlişkisi

Kur'an Araştırmaları
KUR’AN FITRAT İLİŞKİSİ VE TALAK ÖRNEĞİ* ÖZET Fıtrat, varlıkların temel yapısını ve onu oluşturan yaratılış, değişim ve gelişim ilke ve…
Abdulaziz Bayındır 29. Eylül 2009
Oku
Kadının Dövülmesi

Kadının Dövülmesi

Kadın Kur'an Araştırmaları
GİRİŞ Nisa 34. âyette “Nüşuzundan korktuğunuz kadınlarınıza öğüt verin/güzel sözler söyleyin, yataklarından ayrılın ve onları (oraya) darb edin” emirleri yer…
Abdulaziz Bayındır 29. Eylül 2009
Oku
Talak (Erkeğin Boşama Hakkı)

Talak (Erkeğin Boşama Hakkı)

Kur'an Araştırmaları
Kur’ân’a göre talak, kocanın hakkıdır. Talakla ilgili fiillerin faili kocalardır. Kadının evliliği sona erdirme hakkına iftidâ denir. Allah Teâlâ şöyle…
Abdulaziz Bayındır 29. Eylül 2009
Oku
Diğer Sitelerimiz
  • islamikoran.com
  • Ceride-i İlmiyye
  • Fetva.net
  • Süleymaniye Vakfı Yayınları
  • Kur’an Dersi
  • English
  • Français
  • Azərbaycan dilində
  • ئۇيغۇرچە
  • Özbekçe
  • العربية
  • Kırgızca
  • Сайт на русском
  • português
  • Español
  • Deutsch
  • 中文
  • Fetwayen Kurdi
  • Din ve Fetrat
  • Türkmence

Kurumsal

  • Kurucumuz
  • Yönetim Kurulu
  • Amacımız
  • Vakıf Senedi
  • Misyon & Vizyon
  • Görseller & Logolar

Hizmetlerimiz

  • Canlı Yayınlarımız
  • Süleymaniye Vakfı Uzaktan Seminer Merkezi
  • Diğer Dillerde İnternet Yayını
  • Kütüphanemiz
  • İnternet Görsel Yayınlarımız
  • Kitap ve Hikmet Dergisi
  • Kitaplarımızı İndirin
  • Tez Müzakereleri
  • Uluslararası Araştırma Çalışmaları

Bağlantılar

  • Fıtrat TV
  • Radyo Fıtrat
  • SUSEM
  • Bağışta Bulun
  • Hesap Bilgilerimiz
  • İletişim

© 2019 Süleymaniye Vakfı. Tüm Hakları Saklıdır.