logo

Menu

  • Araştırmalar
        • Kur’an Araştırmaları
        • Fıkıh Araştırmaları
        • Hadis Araştırmaları
        • Akaid Araştırmaları
        • Helal Gıda Araştırmaları
        • Tarih Araştırmaları
        • Fıtrat ve Tıp Araştırmaları
        • Diğer Araştırmalar
  • Bülten
    • Basın Bülteni
    • Hocalara Sorun
    • Köşe Yazıları
    • Yazılar
  • Çalışmalarımız
        • Allah’ın Bilgisi ve Kader
        • Tefsir Çalışmaları
        • Meal Çalışmaları
  • Başörtüsü
  • Diyanet
  • Kuran Dersleri
  • İslam İktisadı
  • Sizden Gelen İmsak ve Vakit Gözlemleri
  • Süleymaniye Vakfı Takvim
  • Sizden Gelenler
  • Eleştiriler
  • Fetva
  • Hac
  • Kadın
  • Kandil Geceleri
  • Kuran’da Peygamberler
  • Kurban
  • Ramazan ve Oruç
  • Kutsanan Gelenek ve Kur’an
  • Miras
  • Namaz
  • Nikah/Evlilik
  • Risale-i Nur ve Said Nursi
  • Röportajlar
  • Yorumlu Haber
archive-title Din

Din

Paylaş
02
Kasım

Nikâhın Doğal Bir Sonucu: Mehir

İslam hukukunda şartları ve rükünleri tam olarak yerine getirilerek icra edilen nikâh akdine sahih nikâh denir. Evlenme ehliyetine sahip olan ve aralarında dinen evlenme engeli bulunmayan bir kadınla bir erkeğin şahitler huzurunda yaptıkları nikâh sahih yani dinen ve hukuken geçerli bir nikâhtır. Böyle bir nikâh karı kocaya birtakım haklar ve sorumluluklar yükler. Bunlardan bir tanesi, erkeğin, hanımına mehir vermesidir.  Nikâh akdinin bir sonucu olarak kocanın karısına vermek zorunda olduğu para veya mala mehir/mehr (المهر) adı verilir. Kur’an-ı Kerim’de mehir anlamında “ecr”in çoğulu olarak ücûr, farîza ve sadukât kelimeleri geçmektedir. Hadislerde daha çok mehir ve sadâk kelimeleri yer alırken bu, Türkçede genelde mihr şeklinde kullanılır.[1] Müslüman bir erkek, eşine mehir vermekle yükümlüdür. Bu, Allah tarafından erkeğe yüklenmiş bir borç/sorumluluk, kadına tanınmış bir haktır. Fakat mehir nikâhın şartı değil; doğal ve hukuki bir sonucudur. Bu yüzden mehir belirlenmeden kıyılan nikâhlar da geçerlidir.[2] Böyle bir evlilikle birlikte kadın otomatikman mehir (mehr-i misil) almaya hak kazanır. Mehir, kadının öz malıdır; onu istediği gibi harcayabilir. Onda kendi annesinin, babasının, kocasının, kayınpeder veya kayınvalidesinin hakkı yoktur. Erkek çeyiz hazırlaması için kadına ayrıca bir ödeme yapmamışsa kadın mehir olarak teslim aldığı para veya mal ile çeyiz hazırlamak zorunda değildir.[3] Allah Teâlâ erkeklere yönelik olarak şöyle buyurmuştur: “Kadınlara […]

31
Ağustos

BEDİR SAVAŞI VE KADER

Kader, bir şeyin değerini, özelliklerini ve sınırlarını gösteren ölçüdür[1]. Allah Teâlâ şöyle buyurur: إِنَّا كُلَّ شَيْءٍ خَلَقْنَاهُ بِقَدَرٍ. “Biz, yarattığımız her şeyi bir kadere /ölçüye göre yaratırız.” (Kamer 54/49) تَبَارَكَ الَّذِي بِيَدِهِ الْمُلْكُ وَهُوَ عَلَى كُلِّ شَيْءٍ قَدِيرٌ . الَّذِي خَلَقَ الْمَوْتَ وَالْحَيَاةَ لِيَبْلُوَكُمْ أَيُّكُمْ أَحْسَنُ عَمَلًا وَهُوَ الْعَزِيزُ الْغَفُورُ. “Bütün yetkileri elinde tutan Allah, her türlü iyiliğin kaynağıdır. Her şeye bir kader /ölçü koyan,  ölümü ve hayatı yaratan O’dur. Bunlar, hanginiz daha güzel iş yapacak diye sizi yıpratıcı bir imtihandan geçirmesi içindir. Daima üstün olan ve kusurları örten O’dur.” (Mülk 67/1-2) Allah, sistemini imtihan için kurmuş, bunun bir bilgi imtihanı değil, cihad ve sabır imtihanı olduğunu bildirmiş, bu sebeple kimin başarılı olacağını önceden bilmediğini şöyle açıklamıştır:   وَلَنَبْلُوَنَّكُمْ حَتَّى نَعْلَمَ الْمُجَاهِدِينَ مِنكُمْ وَالصَّابِرِينَ وَنَبْلُوَ أَخْبَارَكُمْ “Şurası kesin ki içinizden cihad edenleri ve sabırlı /kararlı davrananları bilinceye ve gerçek yüzünüzü ortaya çıkarıncaya kadar sizi zorlu bir imtihandan geçireceğiz.” (Muhammed 47/31) أَمْ حَسِبْتُمْ أَن تَدْخُلُواْ الْجَنَّةَ وَلَمَّا يَعْلَمِ اللّهُ الَّذِينَ جَاهَدُواْ مِنكُمْ وَيَعْلَمَ الصَّابِرِينَ . “Yoksa Allah içinizden cihad edenleri bilmeden, sabredenleri de bilmeden Cennet’e gireceğinizi mi hesap etmiştiniz!” (Âl-i İmrân 3/142) Cihad, düşmanın, şeytanın ve arzuların baskısına var gücüyle direnmektir[2].  Sabır ise şartlar ne olursa olsun kararlı davranıp duruşunu bozmamaktır[3]. […]

25
Ağustos

Durma Yap Yapma Dur!

Ramazan yaklaşırken… Ramazan ayında daha dinç, daha rahat bir şekilde oruç tutabilmek için bir ay önceden oruç alıştırmaları yapabilir, şaban ayında nafile oruçlar tutabilirsin. Aişe Validemizin “Resûlullâh’ın (ramazan dışında) şaban ayından daha fazla oruç tuttuğu bir ay görmedim” açıklamasını göz ardı etme, sen de bu nimetten nasiplen! Bunun için Resûlullâh’ın daima yaptığı gibi pazartesi ve perşembe günleri ile şaban ayının 13, 14 ve 15. günlerini değerlendirebilirsin. Bu nafile oruçların zararını değil; faydasını görürsün. Şaban ayının son günü geldiğinde “Arabistan’dan haber geldi, hilali görmemişler!” dedikodusuna kulak asıp herkesin oruca başladığı zaman sen oruçsuz olma! Nebîmizin hilal gözlemi (rasat) yapılması gerektiğine dair hadisleri aklını karıştırmasın. O, “Biz hesap-kitap bilmeyen bir toplumuz” demiş, gerekli alet-edevat ve uzman yoksunluğundan ötürü o dönem için tek çare olan rasat yolunu seçmiştir. Yoksa Allah ayların başlangıç ve bitişleri için hilal gözlemine değil, hesap yöntemine dikkatlerimizi çekmiştir. -Hâşâ- Allah başka bir şey, Resûlü başka bir şey söylememiş ki! Formül bellidir; imkan varsa hesap, yoksa rasat! Bilim ve teknolojinin gelişmesiyle birlikte hesap yöntemi günümüzde doğru bir şekilde uygulanabilmektedir. O yüzden takvimlerde ramazanın biri olarak hangi gün yazıyorsa gönül rahatlığı ile o günü öyle kabul et ve herkesle birlikte oruca başla! Oruca başlama konusunda takvime güvenebilirsin derken takvimleri tamamen akladığımı […]

02
Ağustos

Mâide Sûresi 6. Âyet Bağlamında Ayağa Mesh Meselesi(Tez)

 AYAĞA MESH MESELESİ ÖNSÖZ İslam’da hükümlerinin temel kaynağı, Kur’ân-ı Kerîm ve onun fiilî uygulaması olan Nebi’nin sünnetidir. Ancak herhangi bir meselede ilgili âyet ve hadislerin belli bir usule göre değerlendirilmemesi, geçmişte olduğu gibi günümüzde de görüş ayrılıklarını kaçınılmaz hale getirmiştir. Bu yüzden abdest alırken ayaklara uygulanacak muamele de ihtilaf edilen meselelerden biri olmuştur. Mâide sûresinin 6. âyetinden, Arap dili açısından ayakların mesh edilmesi anlaşılırken, hadislerdeki yıkama rivâyetleri bu ihtilâfın temel sebebini oluşturmuştur. Âyetteki  ارجلercül (ayaklar) kelimesinin farklı kıraatleri ise meseleyi daha karmaşık hale getirmiştir. Rasûlullah’ın (s.a.v.) irtihalinden sonra ise, gerek yıkama gerekse meshe ilişkin rivâyetlerin nakledilmesi farklı değerlendirmelere neden olmuştur. Hâlbuki âyetin iniş zamanına ve uygulamaya bakılacak olsa, mesele kolayca anlaşılacaktır. Namaz kılınacağı zaman abdest almanın gerekliliğini ifade eden ilgili âyet Medine döneminde indirilmiştir. Ama namazın, Mekke döneminde farz kılındığı ve Allah’ın Elçisi’nin namazlarını abdest alarak kıldığı bilinmektedir.Aslında bu âyet ininceye kadar Allah’ın Elçisi’nin abdest alırken ayağını yıkadığı konusunda görüş ayrılığı yoktur. Ayakların meshi, bu âyetten sonra başlamıştır. Bu konuda, Ehl-i Sünnet mezhepleri arasında önemli bir farklılık bulunmazken, Ehl-i Sünnet ile İmamiyye Şîa’sı arasında ciddi bir anlaşmazlık vardır. Bu çalışmanın temel hedefi, hiçbir mezhebin ve görüşün etkisinde kalmadan, ihtilafa neden olan hususların Kur’ân ve Sünnet ışığında ele alınıp değerlendirilmesidir.  Yüksek […]

YANLIŞ DİN EĞİTİMİNİN DOĞURDUĞU SONUÇLAR

YANLIŞ DİN EĞİTİMİNİN DOĞURDUĞU SONUÇLAR

Diğer Araştırmalar
Yanlış din eğitiminin ilk doğurduğu şey, çağımızda daha yeni tanıtılmaya çalışılan paralel dindir. Bunu tarihî verilerden ve Kur’ân’ın sunduğu örneklerden…
Aydın Mülayim 7. Ocak 2020
Oku
Kurban İbadeti ve Sözde Kur’an’cılar

Kurban İbadeti ve Sözde Kur’an’cılar

Kurban
Allah’ın dinine en büyük kötülüğü daima dinden konuştuğunu söyleyen kişiler yapmışlardır. Günümüzde bu durum değişmemiş, kıyamete kadar da değişmeyecektir. Bugün…
Erdem Uygan 20. Ağustos 2018
Oku
Prof. Dr. Abdulaziz Bayındır ile Sohbet

Prof. Dr. Abdulaziz Bayındır ile Sohbet

Röportajlar
Suleymaniye Vakfi 26. Temmuz 2018
Oku
Herkesin Bildiği Oruç

Herkesin Bildiği Oruç

Ramazan ve Oruç
Beslenme yaşamın kaynağıdır. Mikroorganizmalar da dahil beslenmeksizin yaşayabilen bir canlı yoktur. Hatta cansız nesneler bile bir şeylerden beslenerek varlıklarını sürdürürler.…
Vedat Yilmaz 24. Mayıs 2018
Oku
Allah’ın Kitabına İlahiyatçı İftirası: Tarihselcilik

Allah’ın Kitabına İlahiyatçı İftirası: Tarihselcilik

Kur'an Araştırmaları
Fıtrat, kâinattaki canlı, cansız her varlığın tabiatı, yaratılışı anlamına gelir. Her bir varlık kendi tabiatına göre özellikler taşır. Bu özellikler…
Erdem Uygan 15. Kasım 2017
Oku
Herkesin Bildiği Namaz

Herkesin Bildiği Namaz

Kur'an Araştırmaları Namaz
A.GİRİŞ Namazın ilk defa Allah Rasûlü’ne öğretildiği, önceden namaz diye bir uygulamanın olmadığı düşüncesi halk arasında son derece yaygındır. İnsanlar…
Vedat Yilmaz 29. Eylül 2017
Oku
Din ve Fıtrat

Din ve Fıtrat

Araştırmalar
Fıtratın sözlük anlamı uzunlamasına yarmaktır[1]. Bu, varlıkların oluşumunu sağlayan bölünme kanununu akla getirir. Ayetlere göre bu kanunun hem…
Abdulaziz Bayındır 29. Mart 2017
Oku
Diğer Dinlerde Oruç

Diğer Dinlerde Oruç

Kuran Dersleri
    Diğer Dinlerde Oruç:             Maniheizm: Hristiyanlıkla maniheizmin sentezlenmesinden oluşan bu gelenek dininde, hristiyan ve mecusilerden etkilenen maniheistler oruç tutarlar.…
Abdulaziz Bayındır 10. Nisan 2016
Oku
Dinci Siyasetin Allah ile Aldatma Sanatı

Dinci Siyasetin Allah ile Aldatma Sanatı

Allah'ın Bilgisi ve Kader
İnsanları ikna edebilmenin, susturmanın ve sömürebilmenin en kolay ve etkili yolu inançları üzerinden onlarla yakınlık kurmaktır. Kişiye inandığı-kutsadığı değerler…
Fehmi Çeçen 4. Ocak 2016
Oku
Batı Güdümünde Doğan Yeni Din

Batı Güdümünde Doğan Yeni Din

Araştırmalar Bülten
Irak ve Suriye’de bazı yerleri ele geçirip devlet kurduğunu duyuran Işid’in esirlere yaptığı muamele ile Mısır mahkemelerinin Mursî ve ihvan…
Abdulaziz Bayındır 21. Mayıs 2015
Oku
Din Öğretiminin Merkezinde Kur’ân Olmalıdır

Din Öğretiminin Merkezinde Kur’ân Olmalıdır

Bülten
Esteîzü billâh “Onlar, kendilerine Rablerinin ayetleri hatırlatıldığı zaman, onlara kör ve sağır kesilmezler.” Furkan 25/73 Türkiye’de DİNİ ÖĞRETİM örgün eğitim…
Savaş Ören 14. Temmuz 2014
Oku
Ramazan Günlüğü

Ramazan Günlüğü

Sizden Gelenler
Allah’ım! Sen affedicisin, affetmeyi seversin, bizleri affet…(Amin) Ebu Hüreyre diyor ki, Resulüllah (s), Kesin olarak yerine getirilsin anlamında bir emir…
Suleymaniye Vakfi 31. Temmuz 2013
Oku
1 2 3  
Diğer Sitelerimiz
  • islamikoran.com
  • Ceride-i İlmiyye
  • Fetva.net
  • Süleymaniye Vakfı Yayınları
  • Kur’an Dersi
  • English
  • Français
  • Azərbaycan dilində
  • ئۇيغۇرچە
  • Özbekçe
  • العربية
  • Kırgızca
  • Сайт на русском
  • português
  • Español
  • Deutsch
  • 中文
  • Fetwayen Kurdi
  • Din ve Fetrat
  • Türkmence

Kurumsal

  • Kurucumuz
  • Yönetim Kurulu
  • Amacımız
  • Vakıf Senedi
  • Misyon & Vizyon
  • Görseller & Logolar

Hizmetlerimiz

  • Canlı Yayınlarımız
  • Süleymaniye Vakfı Uzaktan Seminer Merkezi
  • Diğer Dillerde İnternet Yayını
  • Kütüphanemiz
  • İnternet Görsel Yayınlarımız
  • Kitap ve Hikmet Dergisi
  • Kitaplarımızı İndirin
  • Tez Müzakereleri
  • Uluslararası Araştırma Çalışmaları

Bağlantılar

  • Fıtrat TV
  • Radyo Fıtrat
  • SUSEM
  • Bağışta Bulun
  • Hesap Bilgilerimiz
  • İletişim

© 2019 Süleymaniye Vakfı. Tüm Hakları Saklıdır.