İslam’da Recim Cezası
Recim, Tevrat’ın hükmüdür. İsa aleyhisselamda bunu uygulamıştır. Kur’an ise hükmü kaldırmıştır. İslam hukukunu uygulandığı iddia edilen bazı ülkelerden aktarılan Recim uygulamasına yönelik haberler basınımızda da zaman zaman gündeme gelmektedir. Ancak konu aydınlatıcı bir ilmi görüş ile birlikte tüm detaylarıyla ele alınarak kamu oyuna yansıtılmamaktadır. Dolayısıyla da bu tür uygulamalar dine, İslam’a ve Kur’an’a mal edilmektedir. Bu yolla tüm dünyada müslümanlar marjinalleştirilerek çağdışı bir uygulamanın sahibi olarak tanıtılmaktadır…
Ancak gerçek Kur’an ayetleri karşısında kesinkes böyle değildir…
İyi çalışmalar…
Süleymaniye Vakfı
Din ve Fıtrat Araştırmaları Merkezi
Halkla İlişkiler Birimi Yapıştır
www.suleymaniyevakfi.org
e-mail : [email protected]
Konu : İslam’da Recim Cezası. No : 01_10009
Ek dosyalar: Tarih : 08.Ekim.2009
– EK-1 (Nesih ve Recim Cezası Makale) Ref : “Prenses’in Recim Korkusu” Gazete haberi
Kaynak haber: http://www.hurriyet.com.tr/dunya/12620534.asp
Başlık
Recim, Tevrat’ın hükmüdür.
İsa aleyhisselamda bunu uygulamıştır.
Kur’an ise hükmü kaldırmıştır.
Basın bülteni:
İçinde bulunduğumuz yılda referans olarak belirtilen “prenses’in recim korkusu” haberi birkaç haber konusu olmuştur. Ayrıca bunun dışında da İslam hukukunu uygulandığı iddia edilen bazı ülkelerden aktarılan Recim uygulamasına yönelik haberler basınımızda da zaman zaman gündeme gelmektedir. Ancak konu aydınlatıcı bir ilmi görüş ile birlikte ve tüm detaylarıyla ele alınıp kamu oyuna yansıtılmamaktadır. Dolayısıyla da bu tür uygulamalar dine, İslam’a ve Kur’an’a mal edilmektedir. Bu yolla tüm dünyada müslümanlar marjinalleştirilerek çağdışı bir uygulamanın sahibi olarak tanıtılmaktadır…
Ancak gerçek, Kur’an ayetleri karşısında kesinkes böyle değildir…
Şüphesiz ki müslümanların hayatlarında uygulayacakları kuralların kaynağı Kur’an ve Muhammed aleyhisselamın uygulamalarıdır. Eğer her iki kaynakda aynı uygulamayı doğruluyorsa birilerinin ne dediğine bakılmaksızın o kuralın peşinden gidilir. Ancak RECİM konusu son derece açık ve net olarak Kur’an ayetlerine ve sahih hadislere uymayan, tamamen siyasi iradenin gelenekselleşmiş baskısı ile tabu haline getirilmiş yanlış bir uygulamadır.
Bu konuda, Süleymaniye Vakfı Din ve Fıtrat Araştırmaları Merkezi’nin başkanı Prof. Dr. Abdulaziz Bayındır’ın son derece geniş bir makalesi mevcut olup www.suleymaniyevakfi.org sitesinde incelenebilir. Aynı zamanda konu Süleymaniye Vakfı Yayınları arasında yer alan “Doğru Bildiğimiz Yanlışlar” isimli kitapta da yer almaktadır.
http://www.suleymaniyevakfi.net/yeni/arastirmalar/nesih-ve-recim-cezasi.html
Yukarıdaki linkde; “Nesih ve Recim Cezası” başlığı altında konu Tevrat, İncil, Kur’an ve hadisler ile şüpheye yer bırakmayacak açıklıkta ortaya koymuştur.
Yazıdan sadece şu alıntılar konunun net bir biçimde anlaşılmasına katkı sağlayacaktır;
“………. Allah Teâlâ şöyle buyurur: “Zina eden kadınla zina eden erkekten her birine yüz kamçı vurun. Eğer Allah’a ve son güne inanıyorsanız, Allah’ın verdiği cezayı yerine getirirken onlara karşı yumuşamayın. İnananlardan bir takımı da onlara yapılan azabı gözleriyle görsün.” (Nur 24/2)
Bu âyet, kadın-erkek, evli-bekâr ayırımı yapmadan zina cezasını 100 kamçı olarak hükme bağlamıştır. Bu ceza, Nisa suresinde geçen, ölünceye kadar ev hapsinden ve kendini düzelttiği kanaati doğuncaya kadar eziyet görmekten hafiftir.
Kur’ân, Tevrat’ta yer alan, Nebimizinde bir süre uyguladığı zina ile ilgili hükümleri neshetmiştir. Nebimizin önceki uygulamalarına bakarak Nur Suresinin, bekârlara verilecek cezayı düzenlediği, Kur’ân’da evlilerle ilgili hüküm olmadığı, onlara recim cezası gerektiği kanaatine varanlar olmuştur. Halbuki üç âyette, evlilere verilecek cezanın da 100 kamçı olması gerektiği açıkça gösterilmiştir.
1. Karısına Zina İftirası
“Karılarına zina suçu atan ve kendileri dışında şahitleri olmayanlar… Böyle birinin şahitliği, kesinkes doğru söylediğine dair dört defa Allah’ı şahit tutması ile olur. Beşincisinde, eğer yalan söylüyorsa Allah’ın lanetine uğramayı diler. Kadından o azabı (el-azab) giderecek olan şu şekilde dört defa şahitlik etmesidir: Allah şahit, kocası kesinkes yalan söylüyor. Beşincisinde, eğer doğru söylüyorsa Allah’ın gazabına uğramayı diler.” (Nur 24/6-9)
8. âyetteki “o azab=el-azab” ifadesi, dört âyet önceki 100 kamçı cezasını gösterir. “el” takısı ahd içindir; başında bulunduğu kelimeye, önceden belirlenmiş bir anlam yükler. Zina konusunda Kur’ân’da belirlenmiş azab 100 kamçıdır. Arapça bakımından o kelimenin başka bir şeyi göstermesi mümkün değildir. Yukarıdaki kadının evli olduğu da kesindir.
2. Nebi Eşleriyle İlgili Âyet
“Ey nebinin hanımları! İçinizden kim açık bir fahişelik yaparsa onun için o azab (el-azab) ikiye katlanır.” (Ahzab 33/30)
Nebi hanımlarının evli olduğu açıktır. Onlara verilebilecek bir cezanın katlanabilir cinsten olması gerekir. Ölüm cezasının iki katı olmaz ama 100 kamçı ikiye katlanabilir.
Bu âyetlerde geçen el-azab kelimesi de, sadece Nur suresindeki 100 değneği gösterir. Çünkü onlardaki “el” takısı da ahd içindir.
3. Evli Cariyelerin Zinası
“… ellerinizin altındaki mümin cariyeler… Evlenirler, sonra da zina etmiş olarak karşınıza çıkarlarsa onlara verilecek ceza, hür kadınlara verilen o cezanın (el-azab) yarısı kadardır. Bu ruhsattır.” (Nisa 4/25)
Evli hür kadınların cezası recim olsa, taşlanarak öldürmenin yarısı olmaz. Çünkü bazıları tek taşla ölür, bazıları için çok sayıda taş gerekir. Yarıya bölünebilecek olan, sadece yüz kamçıdır.
Sonuç olarak zina suçunun tek cezası 100 kamçıdır. Bu kadar açık delillerden sonra bunun aksi iddia edilemez. Zaten Allah’ın Elçisi şöyle demiştir: İmkan buldukça şüphelerle had cezalarını düşürün.[14] Bu kadar açık delil varken şüpheli delile dayanarak recim cezası savunulamaz. Böylece Kur’ân, zina cezası konusunda hem Tevrat’ı, hem de İncil’i neshetmiş olmaktadır.
İlgili Yazılar
-
GELECEK İÇİN DİN EĞİTİMİ
23 Eylül, 2021 -
MİRASTA HALEFLİK DEDE YETİMLİĞİ
13 Mart, 2019 -
KUR’ÂN’I DEĞERSİZLEŞTİRME ÇALIŞMALARI
8 Mart, 2019 -
Sayın Cumhurbaşkanı ve Sayın Başbakan’a Açık Mektup
4 Ekim, 2016 -
Fethullah Gülen ve Abdulaziz Bayındır’ın Anlaştığı Fıtrat Zemininde Diyalog
1 Ekim, 2016 -
Abdulaziz Bayındır’ın Almanya Tübingen Üniversitesi Katolik İlahiyat Fakültesi ve Roma Katolik Kilisesi ile Temasları
29 Eylül, 2016 -
Paralel Dini Kimler Yaşatıyor
27 Temmuz, 2016 -
Yeni Din’in Adı Hümanizm…
23 Temmuz, 2016 -
Milletimize Düşen Büyük Görev
16 Temmuz, 2016 -
Teslim Olmak Ya Da Olmamak! İşte Bütün Mesele!
14 Aralık, 2015
