Nas Suresi

Bismillahirrahmanirrahim

(İyiliği sonsuz, ikramı bol Allah’ın adıyla)

(قُلْ أَعُوذُ بِرَبِّ النَّاسِ (1) مَلِكِ النَّاسِ (2) إِلَهِ النَّاسِ (3) مِنْ شَرِّ الْوَسْوَاسِ الْخَنَّاسِ (4) الَّذِي يُوَسْوِسُ فِي صُدُورِ النَّاسِ (5) مِنَ الْجِنَّةِ وَالنَّاسِ (6

(1) De ki: Sığınırım insanların sahibine (2) İnsanların hükümdarına (3) İnsanların ilâhına (4) Sinsi vesvesecinin şerrinden sığınırım (5) O, insanların içine vesvese sokar (6) Cinden de olur, insandan da.[1]

Birinci âyette geçen “rabb’ün-nas” yani “insanların rabbi” sözü, “insanların sahibi” diye tercüme edilmiştir. Çünkü Rabb(ربّ); sahip anlamına gelir. Hepimizin sahibi Allah’tır. Öyleyse hiçbirimiz sahipsiz değiliz.

Bize sahip olan, üzerimizde tam yetkiye de sahip olur. Böyle birine, kayıtsız şartsız boyun eğmek gerekir. Ona gönüllü olarak boyun eğmek ve ondan yardım istemek, onu ilah saymak olur. İnsanlar üzerinde Allah’tan başka tam yetkili olmadığı için ondan başka ilah da yoktur. Ama Allah’ı ikinci sıraya koyarak başkasını da yetkili sayıp onlara gönüllü olarak boyun eğenler ve yardım dileyenler vardır. İşte onlar Allah’a ortak koşmuş, müşrik olmuş olurlar.

Dördüncü âyette sinsi diye tercüme edilen hannas(خناس); Allah anıldığı zaman sinip, saklanan anlamına gelir.[2] El-Vesvasi’l-Hannas ise Allah’ın dininden kaçan ama insanların zihnini karıştırmaktan vazgeçmeyen varlıklar demektir.

Âdem’i saptıran İblis başta olmak üzere, insanı doğru yoldan saptıran herkes bu kapsama girer. Bunlar insandan da olur cinden de. Allah Teâlâ şöyle buyurur:

Onlara yemin etti ki; ben ikinizin de iyiliğini istiyorum.” (A’raf 7/20-21)

Şeytanlar sapık oldukları için kendilerine suç ortağı arar, onların iyiliğini istiyormuş gibi davranırlar.

Şeytanların ortak özelliği Allah anıldığı zaman sinip, saklanmalarıdır. Cin şeytanları sadece vesvese verdiklerinden onlardan korunmak için Allah’ın emir ve yasaklarını hatırlamak yeterlidir. İnsan şeytanları ise yoldan çıkmış insanlardır. Onlardan korunabilmek için onlara Allah’ın ayetlerini göstermek ve onları Allah’ın kitabına çağırmak gerekir. Şeytanlık yapmaya çalışanlar Allah’ın ayetleri karşısında korkma, sinme, huzursuz olma ve kaçacak yer arama gibi belirtiler gösterirler.

Allah Teâlâ şöyle buyurur:

“O şeytanı Allah lanetlemiştir. O demişti ki, ‘Ne olursa olsun, senin kullarından belli bir takımını ele geçireceğim. Onları yoldan çıkaracağım. Onları beklentiler içine sokacağım. Onlara emredeceğim, en’âmın[4] kulaklarını yaracaklar. Onlara emredeceğim, Allah’ın yarattığını değiştirecekler.’ Bakın, sizden kim o şeytanı dost edinir, Allah ile kendi arasına koyarsa açık bir kayba uğramış olur.” (Nisa 4/118-119)

“O bir grubu yoluna kabul eder, bir grup da sapıklığı hak eder. Sapıklığı hak edenler Allah’ı ikinci sıraya koyup şeytanları dost edinenlerdir. Üstelik kendilerini doğru yolda görürler.” (A’raf 7/30)

Felak suresinde, insanı günaha sokacak dış etkenlerden bahsedilmişti. Bu surede ise iç etken olan vesveseden de Allah’a sığınmamız emredilmiştir. Çünkü şeytanları bizden uzaklaştıracak olan odur. Bundan dolayı bu surelere Muavvizeteyn (معوذتين), yani “koruyucu iki sure” denmiştir. Peygamber efendimiz korku anında ve geceleri yatmadan önce bu sureleri okumamızı tavsiye etmiştir.

Prof. Dr. Abdulaziz Bayındır

_______________________________________________


[1] “Kanun budur; her peygambere insan ve cin şeytanlarından, düşmanlar oluşturmuşuzdur. Aldatmak için birbirlerine yaldızlı sözler fısıldarlar. Rabbin emretseydi bunu yapamazlardı. Onları uydurduklarıyla baş başa bırak.” (En’âm 6/112)

[2] Bkz. Müfredat, “خنس” maddesi.

[3] Ayetteki melek kelimesi, melik şeklinde de okunmuştur. (Keşşaf) Melik, en üst yetkili, sultan ve hükümdar demektir. Bu okuyuşu, Taha suresinin konuyla ilgili 120 . Âyeti de onayladığı için âyete yukarıdaki anlam verilmiştir. Tefsir ve meallerde melek kelimesi tercih edilmiştir. Ama Âdem aleyhisselamın kendine secde eden meleklere özenmesi çok uzak bir ihtimaldir.

[4] En’âm; koyun, keçi, sığır ve develere verilen ortak addır. (Bkz. En’âm Suresi 143-144. âyetler)