Yazar Hakkında

Abdulaziz Bayındır
Bakara Suresine “Bakara” (Boğa) İsminin verilmesi
Hz. Musa’nın İsrailoğullarına, Allah’ın bir bakar kesmelerini emrettiğini tebliğ etmesi üzerine, onların bu emre karşı gösterdikleri direnci ve nihayetinde nu kesmelerini konu edinen kıssa, bu sureye isim olmuştur. “Yuvarlak te” ile bittiği için, “bakaratün” kelimesi genellikle “inek” olarak manalandırılmıştır ki bu anlam yanlıştır. Zira, kelimenin sonundaki “te”, dişilik/müenneslik değil, “bir adet bakar” anlamında “teklik” bildirmektedir. Yine, kıssada bu hayvan için sürekli olarak geçmekte olan “inne ha” ifadesindeki “ha” zamiri, bakara kelimesi lafzi müennes olduğu için kullanılmakta olup, bu ifade, hayvanın “inek” olduğuna delil değildir.
Arap dilinde “bekar” kelimesi, sığır anlamında olup; inek, öküz ve boğa için kullanılan bir cins isim olduğundan, buradaki sığırın ne olduğunu, kıssadaki ayetlerden hareketle tespit etmemiz gerekmektedir.
Musa’nın sığır kesim emrini tebliğ etmesi üzerine, İsrailoğullarının “bizimle alay mı ediyorsun” şeklinde sert bir tepki vermeleri dikkat çekicidir. Yine 71.ayetin son cümlesi “neredeyse bunu (hayvanı kesmeyi) yapmayacaklardı” ifadesi de, bu emrin onlara çok zor geldiğini göstermektedir.
Bakara 71.ayet, bu sığırın cinsini ortaya koymaktadır. “O, zelül yapılmamış (la zelülün), toprağı sürmede kullanılmayan (tusirul arza) ve sulama işi yapmayan (tesgil harse) bir sığırdır”. (Bakara 2/71) “Zelül” zelil olmuş, baş eğip uysallaşmış; “la zelül” ise; zelil olmamış ani izzetli; boyun eğmemiş, demektir. “Tusirul arz”; toprağı süren olmayan anlamındadır. Toprağı öküz sürmektedir. Boyunduruğa koşulup tarla sürmede kullanılabilmesi için boğanın burulup zelül (uysal-baş eğmiş) hale gelmesi gerekmektedir. Ayetin bu kısmı bu sığırın; toprak sürmek için uysallaştırılmış bir öküz olmaması gerektiğini ifade etmektedir. “Tesgil hars” ise, ekin sulamada dolap çeviren bir inek olmamasını anlatmaktadır. Dolayısıyla ayette; baş eğmeyen, tarla sürmeyen, ekin sulamayan boğanın kesilmesinin anlatıldığı görülmektedir.
O dönemde Firavun ve Mısır toplumunun Apis adı verilen bir boğaya tapmaları da ayetteki bu bilgiyi teyit etmektedir. Tevrat’ta bu apisten bahseden ayetler bulunmaktadır. (Mısır’da bildirin, Migdol’da duyurun, yerini al hazırlan, çünkü çevrendekileri yiyip bitiriyor kılıç. İlah’ın “apis” neden kaçtı? Boğan neden ayakta kalmadı? Çünkü Rab onu yere serdi. Yeremya 46/14-15)
İsrailoğulları Mısır’da uzun süre yaşadığı için boğa inancının etkisinde kalmışlardı. Nitekim Hz. Musa Tur dağına gittiğinde Samiri’nin yaptığı bir erkek dana (icil) heykeline tapmaları (Taha 20/85) da bu inancın onlarla ne denli kökleştiğini göstermektedir.
Allah onların bu köklü inançlarının yanlışlığını göstermek için onlara boğa kesmeyi emrettiğinde, bu sebeple çok ciddi bir rahatsızlık duymuşlar ama nihayetinde bu ağır imtihanı geçerek onu kesmişlerdir. İşte böylesine önemli bir olaydan bahsettiği için bu kıssa, Kuran’ın en büyük suresine isim olmuştur.
Prof. Dr. Abdulaziz Bayındır
Derleyen: Rabia Özgür Silahyürekli
İlgili Yazılar
-
3. Ali İmran Suresi 7. Ayet
11 Ekim, 2016 -
3. Ali İmran Suresi 5. Ayet
15 Ağustos, 2016 -
3. Ali İmran Suresi 6. Ayet
15 Ağustos, 2016 -
3. Ali İmran Suresi 4. Ayet
19 Mayıs, 2016 -
3. Ali İmran Suresi 3. Ayet
30 Nisan, 2016 -
3. Ali İmran Suresi 1. Ayet
27 Nisan, 2016 -
3. Ali İmran Suresi 2. Ayet
27 Nisan, 2016 -
2. Bakara Suresi 258. Ayet
26 Nisan, 2016 -
2. Bakara Suresi 274. Ayet
26 Nisan, 2016 -
2. Bakara Suresi 259. Ayet
26 Nisan, 2016
