Din ve Deyn

HACI –Hocam din tamam da deyn ne demek?

HOCA –Deyn borç demektir. Din kelimesi, deyn kökünden türemiştir. Din, Allah’a olan borcu; deyn, insanlara olan borcu ifade eder. Birçokları, Allah’a olan borcun istenmeyeceğini sanır ve dini görevlerine gereken dikkati göstermez. İnsanlara olan borcun ödeneceğini herkes bilir ve dikkatli olur.  Deyn insana boyun eğdirir.

HACI –Borcun insanı ne hale getirdiğini iyi bilirim.

HOCA –Din, kişiyi Allah’a, deyn de insana kul eder. Müslümanlar sürekli şu ayeti tekrarlarlar: “(Allah’ım) Yalnız sana kul olur ve yalnız senden yardım isteriz” (Fatiha 1/5)

HACI –Yalnız Allah’a kul olup başkasına olmamak, hürriyetin doruk noktası olur.

HOCA –Peygamberimizin şu duayı yaptığı rivayet edilir:

اللَّهُمَّ إِنِّي أَعُوذُ بِكَ مِنْ غَلَبَةِ الدَّيْنِ، وَغَلَبَةِ الْعَدُوِّ، وَشَمَاتَةِ الْأَعْدَاءِ

“Allahım! Borca yenik düşmekten, düşmana yenik düşmekten ve düşmanları sevindirmekten sana sığınırım[1].” 

HACI –Faiz olmasa, dostlar ve yakınlar dışında kimse kimseye borç vermez.

HOCA –Doğru; borca dayalı sistem faizsiz işlemez. Allah’tan başkasına kul olmayı şiddetle yasaklayan İslâm, kredi sistemini de şiddetle yasaklamıştır. Allah Teâlâ şöyle buyurur: “Müminler! Allah’tan korkun; inanmış kişilerseniz faizden geriye ne kalmışsa bırakın. Bunu yapmazsanız Allah’a ve Elçisine karşı savaş halinde olduğunuzu bilin. Tevbe ederseniz, ana mallarınız sizindir. Ne haksızlık edersiniz ne de haksızlığa uğrarsınız.” (Bakara 2/278-279)

HACI –Önce tam anlayamamıştım; demek ki faizli borç insanı yenik duruma düşürüyor.

HOCA –Faiz, devletleri bile süründürür; hiçbir savaşın yapamayacağı şekilde insanları esir alır ve köleleştirir. Zaten Allah’a ve Elçisine karşı savaşanın başka seçeneği kalmaz.Faiz, sosyal yapıyı ve insanlar arası ilişkileri bozar. Gelir ve servetin dengesiz dağılımına, orta sınıfın erimesine ve zenginler ile fakirler arasında uçurumlar oluşmasına sebep olur. Bir taraf sıkıntılar altındayken, diğer taraf kolay para kazanmanın keyfini yaşar. Gerginlikler ve sosyal patlamalar olur. Aile bağları zayıflar, boşanmalar artar, evden kaçmış, başıboş çocuklar, evsiz barksız insanlar ortaya çıkar. Ahlak ve faziletin değeri kalmaz. Sevgi ve saygı bağları kopar. Umutsuzların ve suçluların sayısı artar. Halkın parasını faiz yoluyla ele geçirenler de bir taraftan alacaklarını alamaz, diğer taraftan da kredi verecek kimseyi bulamaz olurlar ve çareyi kaçmakta bulurlar.  

HACI –Faizciler de mi sıkıntıya girerler yani?

HOCA –Elbette girerler. Faizciler ellerinde para tutmadıkları için onların paraları, insanlarda olan alacaklarıdır. Borç batağına girenler, öncelikle aç kalmamaya çalıştıkları için borçlarını ödemez, para sahiplerini büyük sıkıntıya sokarlar. Para sahipleri de taahhütlerini yerine getiremez ve kendilerine mevduat yatıranlara ödeme yapamaz hale gelir, itibarlarını kaybederler. Büyük bankaların batması bundandır. Allah’ın Elçisi şöyle demiştir:“Felâkete sürükleyen yedi şeyden sakınınız.” – Ey Allah’ın Elçisi nelerdir onlar? – Allah’a ortak koşmak, sihir, haklı bir sebep yokken Allah’ın dokunulmaz kıldığı bir canı öldürmek, faiz yemek, yetim malı yemek, düşmana toplu hücum yapılacağı sırada savaştan kaçmak ve kötü yolla ilgisi olmayan namuslu mümin kadınlara zina iftirasında bu­lunmaktır[2].” Allah’ın Elçisi bir de şöyle demiştir: “Allah faizi yiyene ve yedirene lanet etsin[3]“.

HACI –Hocam, birçok müslüman bugün faize, ekonominin bir gereği gibi bakıyor. Ama anlattıklarınıza göre faiz, kişiyi yerlerde süründürecek, hatta imandan edecek kadar tehlikeli bir şeydir. Geçen hafta yazdığınız “Faizsiz Sukuk” yazısında, bazı gerekçelerle faize fetva veren hocalar için şöyle demiştiniz: “Onlar cehennemi evlerindeki şömine gibi zannediyorlar”

HOCA –Maalesef bazı hocalar faize öyle yollar buluyorlar ki, şeytanın dudağını uçuklattırır. 

_____________________________________________


[1] Nesâî, el-İstiâze 34, c. VIII, s. 265.
[2] Buhârî, Vesâyâ, 23; Müslim, İman 145.
[3] Buhârî, Büyü’ 25; Müslim, Müsakât, 105. Allah’ın laneti, rahmetinden uzaklaştırması; ikramda bulunmamasıanlamındadır.