Nebi Aleyhisselamın Cuma Namazı

Cuma günü zevalden önce kılınan namaz

Mücahid Ebû Halil’den, o Ebû Katâde’den,  Nebi aleyhisselamın cuma günü dışında günün ortasında namaz kılmayı mekruh gördüğünü rivayet etmiştir. şöyle buyurmuştur : “Cuma günü dışında Cehennem tutuşturulur.” (Ebû Davud Cuma l083)[1]

İmamın minberden indikten sonra konuşması

Enes radiyellahü anh şöyle dedi: Resulüllah aleyhisselamı namaz için ikamet alındıktan sonra gördüm, bir kişi kendisi ile kıble arasında durmuş onunla konuşuyordu. Konuşup durdu, o kadar ki, Nebi aleyhisselamın uzun süre ayakta kalmasından dolayı bazılarımızı uyku basmıştı.” (Tirmizî Cuma 518)

Cumanın farzından sonra kılınan namaz

Abdullah b. Ömer radiyellahü anh şöyle dedi : Nebi aleyhisselam Cuma namazından sonra mescidden ayrılıncaya kadar namaz kılmaz, ayrılınca evinde[2] iki rekat kılardı. (Buhârî Cuma 39, Müslim Cuma 71)

Abdullah b. Ömer, Cuma günü olduğu yerde iki rekat namaz kılan birini gördü ve onu iterek şöyle dedi : “Cumayı dört rekat olarak mı kılmak istiyorsun ? ” Abdullah evinde iki rekat namaz kılar ve şöyle derdi : “Resulüllah aleyhisselam böyle yapardı. “(Ebû Davud Cuma l127)

Atâ, Abdullah b. Ömer ile ilgili olarak şunları söylemiştir : Mekke’de bulunur da Cumayı kılarsa ileri geçer iki rekat kılar, sonra ileri geçer dört rekat kılardı..Medine’de olduğu zaman Cumayı kılar, sonra evine döner iki rekat kılardı. Mescitde kılmazdı. Derdi ki, ” Resulüllah öyle yapardı.”(Ebû Davud Cuma)

Nafi’in şöyle dediği rivayet edilmiştir: “Ömer Cumadan önce namazı uzatır, Cumadan sonra da evinde iki rekat namaz kılar ve şöyle söylerdi: Resulüllah aleyhisselam da böyle yapardı. (Ebû Davud Cuma l128)

Ebu Hureyre radiyellahü anh Resulüllah aleyhisselamın şöyle buyurduğunu rivayet ediyor: “Sizden biri Cumayı kıldıktan sonra dört rekat namaz kılsın” ( Müslim Cuma 67, Ebû Davud Cuma l131)

Ebu Hureyre radiyellahü anh Resulüllah sallallahu aleyhi ve sellemin şöyle dediğini rivayet etmiştir: “Cumadan sonra namaz kılacak olursanız dört rekat kılın.”(Müslim Cuma 68, Ebû Davud Cuma l131, Tirmizi Cuma 523)

es-Sâib diyor ki, Muaviye ile birlikte maksurede (hünkar mahfilinde) Cuma namazını kıldık. İmam selam verince kalktım, aynı yerde namaza devam ettim. Muaviye bana birini gönderdi ve dedi ki, “Bu yaptığını bir daha yapma. Cuma namazını kıldıktan sonra dışarı çıkmadan veya biraz konuşmadan başka namaz kılma. Çünkü Resulüllah aleyhisselam bize böyle emretmişti. Konuşmadıkça veya dışarı çıkmadıkça bir namazın diğerine eklenmemesini isterdi.” (Müslim Cuma 73, Ebû Davud Cuma l128)

Cumadan sonra ikram

Sehl b. Sa’d radiyellahü anh anlatıyor: Tarlasında karıklar açıp çögender otu yetiştiren bir kadın vardı. Cuma günü olunca bu otun saplarını ayırır, onu bir tencereye koyar, onun üzerine değirmende öğüttüğü bir avuç arpayı atar, pişirirdi. Çögender otunun sapları yemeğin eti, kemiği olurdu. Cumadan döner, ona selam verirdik. O da bu yemeği önümüze kor, biz de onu yerdik. O kadının bu yemeğini yiyebilmek için Cuma gününün gelmesini arzulardık. (Buhârî, Cuma 40)

Namazın ve hutbenin uzatılmaması

Ammar b. Yasir dedi ki, ” Resulüllah aleyhisselam bize hutbleri kısa okumayı emretmişti. “(Ebu Davud Cuma 1106)

Cabir b. Semüre radiyellahü anh şöyle dedi: Nebi aleyhisselam Cuma günü hutbesini uzatmazdı, söyledikleri bir kaç kelimeden ibaretti. (Ebu Davud Cuma 1107)

Cabir b. Semüre radiyellahü anh şöyle diyor: Nebi aleyhisselam ile beraber çok namaz kıldım. Namazı da orta halli, hutbesi de orta halli idi[3]. Kur’an’dan ayetler okur, insanlara görevlerini hatırlaırdı. (Müslim Cuma 41, Ebu Davud Cuma 1101)

Ebu Vail diyor ki, Ammar radiyellahü anh bize hitabetti, kısa ve güzel bir konuşma yaptı. aşağı inince dedik ki, ” Ebu’l-Yakzân, güzel ve öz bir hutbe okudun, biraz daha nefes sarfetseydin ya ? Dedi ki, ” Ben Resulüllah aleyhisselamın şöyle dediğini işittim : Kişinin namazının uzun, hutbesinin kısa olması dini anladığının işaretidir. öyleyse namazınızı uzatın, hutbeyi kısa tutun. Çünkü bazı konuşmalar büyüleyicidir. ” ( Müslim, Cuma 47)

——————————————————————————–

[1]- Ebu Davud, hadisin altına düştüğü notta, bu hadisin mürsel olduğunu, çünkü Mücahidin Ebu Halil’den yaşlı olduğunu, (dolayısıyla ondan rivayette bulunamayacağını) Ebu Halil’in Ebû Katâde’den hadis dinlemediğini ifade etmektedir.

[2]- “Evinde” ifadesi Müslim’de geçmektedir.

[3]- Buradan sonraki kısım Ebu Davud’da geçmektedir.