İmsak ve Sabah Namazı Vaktiyle İlgili Sözlerimiz Kişisel Görüş Değildir!

30 yılı aşkın bir süredir imsak ve yatsı vakitlerinin takvimlere yanlış yansıdığı, çeşitli ilmi ortamlarda, tarafımızdan dile getirilmiştir. Görüşümüzün doğruluğu, 1988 ve sonrasında Diyanet İşleri Başkanlığının öncülüğünde yaptığımız gözlemlerle de belgelenmiş ama vardığımız sonuçlar bir türlü takvimlere yansımamıştır.

Konunun bu sene, medyanın ilgisini çekmesi üzerine Din İşleri Yüksek Kurulu, 08.09.2010 günü, kamuoyuna özetle şöyle bir açıklama yapma ihtiyacı duymuştur:

“Son günlerde bazı televizyon ve gazetelerde sahur ve sabah namazının vaktiyle ilgili zihinlerde tereddüt oluşturacak kişisel görüşler ileri sürülmüştür. Din İşleri Yüksek Kurulu, İslam bilginlerinin çoğunluğunun ve mezhep imamlarının yüz yıllardır uygulamaya esas olmuş içtihatlarını merkeze alarak hareket etmekte, ülkemizde ve dünyada ileri sürülen bu tür kişisel görüşleri de ancak kayda değer gördüğünde nazarı itibara almaktadır.”

İmsak ve sabah namazı vakti konusunda mezhepler arasında görüş ayrılığı yoktur. Ama takvimlerdeki vakitler; hem Kur’ân ve Sünnete, hem fıkıh mezheplerinin görüşlerine hem de takvim icat edilinceye kadar yapılan uygulamalara aykırıdır.

Doğruluğunu, uzman olmayan kişilerin dahi gözlemle tespit edebileceği bu konunun üstünün örtülmesi, ülkemizde ve dünyanın farklı coğrafyalarında büyük bir zulme yol açmaktadır.  Gücünü sadece kamu kuruluşu olmaktan alan bir kurumun, yanlış bir uygulamayı bilimsel gibi takdim etmesi, tarih boyunca İslami ilimlerde görülen zemin kaymasının sebeplerini göstermesi açısından da önemli bir örnektir.

Bu durum bize, Şuayb aleyhisselamın şu sözünü hatırlamaktadır:

“Şuayb dedi ki “Ey halkım! Rabbimden gelen açık bir belgeye dayanıyorsam, o bana kendi katından güzel bir imkân vermişse, buna ne diyebilirsiniz? Sizi bir şeylerden men etmekten maksadım size muhalefet değildir[1]. Ben sadece, gücüm yettiği kadar sizi iyiye ve güzele yöneltmek isterim. Başarılı olmam Allah’ın yardımına bağlıdır. Ben O’na güvenip dayanırım.” (Hud 11/88)

Prof. Dr. Abdulaziz Bayındır

__________________________________________


[1] إِلَى مَا أَنْهَاكُمْ sözündeki إِلَى harf-i cerrine, Nisa 2. âyette olduğu gibi مع anlamı verilmiştir. 

Kamuoyuna saygıyla duyurulur. 14.09.2010