İslam Üniversitesi ile İslam Dünyası’na Yeni Bir Açılım

Diyanet işleri Başkanı Prof. Dr. Mehmet Görmez; İstanbul’daki 29 Mayıs Üniversitesi’nin Uluslararası İslam Üniversitesi’ne dönüştürülmesi için, Diyanet Vakfı’nın YÖK’e müracaatta bulunduğunu söyledi. Başkan açıklamasında aşağıdaki noktayı da belirterek böyle bir üniversitenin İslam Dünyası için ihtiyaç olduğuna vurgu yaptı.

IŞİD İLE İZAH EDİLEMEZ İslam dünyasının IŞİD, Boko Haram, El Şebab gibi yapıları ortaya çıkaran sebepleri masaya yatırması gerekir. Müslümanlar hep harici nedenlere vurgu yaparken, dahili nedenlere vurgu yapmaktan sakındı. Müslümanların sorunu, dinle hayat arasında, akılla vahiy arasında doğru ilişki kuramamak. Bu hareketin başında ve içinde bulunanların hangi eğitimleri aldıklarını, hangi şeriat fakültesinde, nasıl bir eğitimden geçtiklerini İslam dünyası konuşmalı. İnsanlığı, şiddeti kutsayan, vahşeti takdis eden, savaşta da olsa ahlak ve kural tanımayan, Allah’ın elçilerinin mezarlarını bombalamaya sevk edebilen bu tür dini yorumlar Tevrat yorumundan kaynaklanmıştır. Dini metinlerle hayat arasında doğru ilişki kurmak, Nebimizin hadislerini, Kuran’ı doğru algılamak son derece önem arz ediyor. Bugün küresel ölçekte İslam’la ilgili en büyük sorun; sanki bir irade şunu istiyor: İslamiyet’in varlığı soruna dönüşsün. Yeryüzüne iman, güven ve barış getiren bir dinin varlığı, bir güvenlik tehdidi olarak görülmeye başladı. Barışı tehdit eder hale getirildi. Bunu sadece IŞİD’le, Boko Haram’la izah etmek insan aklıyla alay etmektir.” Kaynak: http://www.hurriyet.com.tr/dunya/27304749.asp

Yorumumuz

Daha önce, Malezya’da, Pakistan’da ve Suudi Arabistan’da da bu amaçla üniversiteler kuruldu. Ancak bunlar bugüne kadar ne insanlığın ne de Müslümanların bir problemine çözüm üretilebilmiş değiller. Bugün, yüz yüze olduğumuz sıkıntılar gözler önündedir. Kur’ân’a göre Allah’ın iki türlü âyeti vardır. Biri yarattığı ayetlerdir ki, bütün bilimler onlardan elde edilir. Diğeri de dinin kaynağını oluşturan, indirilmiş ayetlerdir. Bu ikisi arasındaki uyumun göstergesi olarak Allah Teâlâ şöyle demiştir: “Yüzünü dosdoğru bu dine, Allah’ın insanları da ona göre yaratttığı fıtrata (doğal düzene) çevir. Allah’ın yarattığının yerini tutacak bir şey olmaz. İnsanların çoğu bilmese de doğru din budur”.(Rum Suresi 30/30) Fıtrat, varlıklarda geçerli tabiat kanunlarıdır. Allah’ın dini, bu kanunların insan hayatına uyarlanması olduğu için din ile doğa arasında uyumsuzluk olamaz. Dolaysıyla dinin, doğal çözümler üretmesi gerekir. Allah’ın yarattığı ayetler, yani varlıklar âlemi tüm ilimlerin kaynağı olduğundan doğru din anlayışıyla objektif bilim arasında da tam bir uyum vardır. Bu ikisinin birlikte ele alınması halinde insanlığın bütün sorunlarına çözümler üretilebilir. Kurulacak üniversite; Allah’ın kitaplarını birlikte değerlendirip aradaki bütünlüğü göstererek evrensel çözümler üretecek bir yapıda olursa herkes için hayırlı olur. Aksi takdirde çözüm üretmeyen yapılara ilave dışında yeni bir şey yapılmış olmaz.